In PLOG

Babamdan Bir Tatil, Annemden Bilgisayar


Okullar kapandı. Gösteriler yapıldı. Balerin olanlar alkışlandı. Korodakiler keyifle dinlendi. Seyirci koltukları hınca hınç doluydu. Anneler babalar. Büyükanneler, dedeler. Torun seyretmek keyifli. Torun değerli. Güzel bir gün yani. Tatil programları hep gösteri sonrasına ertelenmiş. Biletler ona göre rezerve edilmiş.

Anlatmak istediğim, veliler, çocuklar, çocukların yaptıkları, okulun başarısı falan değil aslında. Bu güzel günde annesi babası mecburi bir arada olan çocuklar, isteksiz konuşan, kısa cümlelerle şu günü tamamlasak diyen ebeveynler. Farklıdır bu çocuklar diğerlerine göre. Diğerleri kostümlerini giyer gelir, onlar ise tedirginlik maskelerini. Bir gözleriyle annelerine, diğeriyle babalarına bakarlar. Birbirlerini sevmeleri için çok şey saklar, çok şey açığa vururlar. Nafile bekleyişler ile tamamlarlar tüm özel günlerini.

Boşanacağım diye evlenmez sanırım kimse. En azından ben böyle bir örneğe şahit olmadım. İnsanlar çokça sevdikleri, ömür boyu seveceklerini sandıkları kişi ile bir bakarsın başka satırları yazıyor olmuşlar. Birisi paragrafı uzun tutmuş, diğeri devrik cümle kurmuştur. Baş başa iseler sorun yok. Giden hazırlar valizi, çıkar yola. Yola koyan kapıda, varsa son cümle dudaklarda, belki son bakış, belki son sarılış. Duruma göre iyi niyet temennileri. Durum vahim ise, kahrol istekleri.

Bu senaryo iki kişilik ise zaten sorun yok. Kapı kapanır. Arabaya binilir. Ve sonsuza kadar uzaklaşılır. Ama ya kavgadan ve kararlardan sıyrılıp, başını aşağı indirdiğinde gördüğün başka biri varsa evde. Ya ertelenmişse sebeplerin. Nedenlerin geçersizse. Kapı kapanır, valiz dolaba kaldırılır, gidip sana bakan o çift göze sarılınır. Her ne kadar uzmanlar, çocuklar için mutsuz bir evliliğin sürdürülmesi konusunda karşıt fikirli olsalar da, ebeveynler bazen de olsa, çocuktan yana, yani olabildiği kadar mutlu olalımdan yana kullanırlar tercihlerini.

Bu tercih kimi ne kadar mutlu eder, uğruna karar verilen çocuğu bile mutlu eder mi bilinmez  ama, bunu tercih etmeyip de bu kararı veren anne babalar için, çok önemli bir süreç başlamış demektir. Karı koca olmayı başaramamış ama anne ve baba olmayı başarmak zorunda oldukları bir hayat vardır ellerinde. Zorundadırlar, çünkü en sevdikleri varlıklarının mutluluğu onların davranışlarında saklıdır. Birbirlerini sevmeyi becerememişlerdir belki ama ömür boyu ayrılamayacakları bir sebepleri vardır. Aslında çocuklu ayrılıkları, ayrılık değil, farklı evlerdeki birliktelik olarak da tanımlayabiliriz.

Başarıyorlarsa ne ala. Konuşuyorlarsa. Çoklu organizasyonlar yapıyorlarsa. Özel günleri asla atlamıyorlarsa. Hatta ve hatta, birbirlerinin yeni hayatlarına, yeni hayatlarındaki kişilere de saygı duyuyorlarsa.  Ama işte her şey bu kadar kolay, bu kadar basit ve düz olmuyor. Bunu başarabilen eminim çok az insan vardır. Duydum. Görmedim. Gördüklerim hiç böyle değildi.

Yaş günleri. Okuldaki özel günler. Sportif faaliyetleri oldu gördüğüm çocukların. Birbirlerini sevmeyen anne ve babaları oldu. Hatta keşke gelmeseydi diyenleri bile duydum. Bir yaş gününde, çocuklarının arkadaşlarını, onların ailelerini ayrı ayrı yerlerde karşılayan, birlikte fotoğraf çekimini bile fotoğrafçının ısrarıyla yapan, fotoğraf çekilirken sanki birbirlerinin yüzüne bakıyormuş gibi hissettikleri için kameraya bakmayıp, başka yerlere başlarını çeviren eski çiftler gördüm. Şaşmadım mı. Şaştım. Ama gittikçe şaşmamayı öğrendim. Babasının ayrı. Annesinin ayrı yaş günü kutlaması yapılacak olan çocuğun, gerçek gününün hangisinde olacağı konusundaki tartışmayı dinledim. Anne dedi, annemler geldi şehir dışından bu hafta sonu biz kutlayacağız. Baba dedi, beni ilgilendirmez, ben mekanla anlaştım, oğluma da söyledim. Ama ikisi de demedi, buyurun siz de katılın diye. Çünkü o kadar görmek istemiyorlardı birbirlerini.

Tekli kararlar, bireysel tercihler, çocukların da beklentilerini de değiştirdi ve büyüttü. Artık çocuk çok daha fazla şey istiyor ve bekliyordu. Anne ve babasının kendisi için aldığı bir hediye, hayatı bu şekilde yaşayan çocuklar için yeterli olmamaktaydı. Zaten yollarını çocuklarının özel günlerinde bile ayıran çiftlerin, ortak bir ödül içerisinde olması beklenemezdi.

İşte o zaman ne oldu. Son karne günündeki gibi, bir uçta annesi, diğer uçta konuştuğu babasının yanından, çocuk koşarak geldi arkadaşlarının yanına. Babam beni tatile götürüyor, annem de bilgisayar almış dedi sevinçle. Bu onu sevindirdi. Artık onun sevineceği şey, alacağı farklı hediyeler olacaktı.

Related Articles

0 yorum:

Yorum Gönder